İlimizin gelişim ve kalkınmaya yönelik en elzem alanlarda dibe vurmuşluğu malumunuzdur…
Dibe vurduğumuz fakat pek dile getirilmeyen konulardan biri de “değer yargılarımız.!”
Bizi biz yapan, toplumsal bağlarımızı olumlu şekillendiren, kuvvetlendiren, vatana ve millete faydalı bireyler olabilmemizin temelinde yatan en önemli olgu hiç şüphesiz ki değer yargılarımızdır.. Dürüstlük, sevgi, hoşgörü, mertlik, empati, hüsnü zan, insan haklarına saygı, yaşam haklarına saygı gibi İslami ve insani tutum ve davranışlar insanı “insan” yapan, yücelten ve buna mukabil dini, ahlaki ve vicdani hassasiyetleri yüksek, duyarlılık sahibi bir toplumun inşasını sağlayan önemli olgulardır. Toplumların iyi yada kötü oluşu o toplumu oluşturan bireylerin tutum ve davranışlarıyla orantılıdır…
Yalancısı, arsızı, hırsızı, kindarı, kıskancı, saygısızı, sevgisizi çok olan bir toplumun yozlaşması ve türlü kötülüklere düçar olması kaçınılmazdır…
Maalesef ki ilimizde bu minvalde bir tehlike mevcut. Hemen hepimiz bu olumsuz tablodan şikayetçiyiz. Peki hepimizin şikayetçi olduğu bu hallere kim/kimler sebep oluyor? Hepimiz iyiysek kötü kim? Problemleri ortadan kaldırmak için bize ne düşüyor, biz üstümüze düşeni yapıyor muyuz?
Demem o ki bir şeylerin düzelmesini, problemlerin asgariye düşürülmesini istiyorsak evvela kendimize bakmayı, kendimizi düzeltmemiz gerektiğini bilmeli bildiğimizi de hayatımız da tatbik edebilmeliyiz.. İnsan düzelmeden hiç bir şeyin düzelmeyeceği idrakında olmalıyız..